Diğer

Çocukluk Çagi Kanserlerinde Tani Yöntemleri

  • Betül Sevinir

J Curr Pediatr 2005;3(1):-

Onkolojik hastaliklara tani koymak, belirtilerin baslangiçta silik olmasi nedeniyle güçtür. Dogru tani çocukluk çagi kanserlerini ayirici tanida düsünmekle mümkündür. Bu nedenle ayrintili ve dikkatli öykü almak ve tam sistemik muayene yapmak onkolojik hastaliklarin tanisinda ilk ve vazgeçilmez basamaktir. Klinik ön tanidan sonra çesitli laboratuvar testleri ayirici tanida yardimci olmaktadir. Tam kan sayimi ve periferik yaymanin degerlendirmesi lösemi veya kemik iligi tutulumunu ortaya koyabilir. Tam idrar incelemesinde mikroskobik hematüri görülmesi bazi hastalarda Wilms tümörünün ilk bulgusudur. Kan biyokimyasi böbrek ve karaciger tutulumunu veya akut tümör lizis sendromunu destekleyebilir. Standart testleri önemseyerek yorumlamak gereklidir. Kitle yerlesimine ve bulgulara göre farkli algoritmalar önerilebilir. Her hastada uygun görüntüleme yöntemleri seçilmelidir.


Tani ve Izlemde Görüntüleme Yöntemleri

Çesitli görüntüleme yöntemleri tümörlerin saptanmasinda ve özelliklerinin belirlenmesinde temel tetkiklerdir. Kitlenin yerlesimi, boyutlari ve yayilimi eskiye oranla çok daha ayrintili saptanabilmektedir. Girisimsel radyoloji ünitelerinde görüntüleme esliginde doku örnekleri alinarak histopatolojik tani konmasi da basvurulan yöntemlerdendir. Görüntüleme yöntemlerini seçerken en hizli, dogru, ucuz ve en az radyasyon veren yöntemler tercih edilmelidir. Çesitli tetkiklerin göreceli üstünlükleri söz konusudur.Düz grafiler akciger ve iskelet sistemi için ilk seçilen tetkik olmaktadir. Enfeksiyonlara ek olarak mediastinal kitleler ve akciger metastazi açisindan iki yönlü akciger grafisi istenir. Bilgisayarli tomografi kadar ayrintili bilgi vermese de yaygin , ucuz ve anestezi gerektirmeyen bir tetkik olmasi nedeniyle tercih edilir. Tiroid, kemik, kemik iligi ve gonadlara minimum radyasyon gelir. Karin içi kitlelerde kalsifikasyonu, barsak tikanikligini, pnömoperitoneum bulgusunu düz grafi ile görmek mümkündür. Genitoüriner bölge ve retroperitoneal bölgede ultrasonografi, bilgisayarli tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme tercih edilir. Baryumlu grafiler çocuklarda tümör tanisinda yardimci degildir. BT daha üstün bir yöntem olup mezenter, mezenterik lenf dügümleri ve karin içi organlar daha iyi degerlendirilir. Rektal kontrast verilerek çekilen grafiler nötropenik hastalarda kontraendikedir. Iskelet grafileri kemik ve yumusak doku tümörleri ve enfeksiyonlarinda yardimcidir. Kemik sintigrafisi ve MR direkt grafiler normalken lezyonun saptanmasina yardim eder. Lenfanjiografi ve anjiografi gibi tetkikler yerini BT ve manyetik rezonansa (MR) birakmistir. Nükleer tip yöntemleri görüntüleme yöntemleri içinde en az morfolojik bilgi veren yöntemlerdir. Ancak tümörün metabolik durumuna ait bilgi verir. Birincil kemik tümörleri için BT ve MR’dan ayrinti görülür. Kemik metastazlarinin saptanmasi için seçilecek yöntemdir. Galyum -67 sintigrafisi ilk tanida degil lenfoma tanimlanmis hastalarda kullanilan evrelemeye yardimci bir yöntemdir.Bazi merkezlerde talyum 201 sintigrafisi beyin tümörleri, osteosarkom, Ewing sarkomu , rabdomiyosarkom ve lenfomalarda kullanilmaktadir. Iyot -131 meta-iyodobenzil guanidin (MIBG) nöroblastomada ve feokromasitomada kullanilan bir radyoizotoptur. Pozitron emisyon tomografisi (PET) tümör görüntülemesinde halen metabolik olarak aktif tümör ile nekroz alanlarini ve skar dokusunu ayirt etmekte kullanilmaktadir. Rutin olarak ilk evrelemede yeri yoktur. Ultrasonografi (US) hem yüzeyel dokularda hem parankimatöz organlarda yararli bir yöntemdir. Abdomen, tiroid, meme, toraks, testisler, yüzeyel lenf dügümleri ve kitleler US ile kolay degerlendirilir. Çocuklarda invazif olmayan ve hizla bilgi veren bu yöntem kitle ve organomegalilerin saptanmasinda ilk seçenektir. Çok yararli ancak uygulayana bagli bir yöntemdir. Gaz ve kemik dokular degerlendirmeyi önlemektedir. Kan akimini gösteren Doppler US intravasküler trombüs ve damara olan basilarin saptanmasinda çok önemlidir. Ancak benign ve malign lezyonlari ayirt ettirmez. BT ince bir kesitteki anatomiyi gösterir. Intravenöz kontrast verilmesi daha iyi tanimlamaya yardimcidir. Abdominopelvik taramalarda oral kontrast verilmesi barsak, lenf dügümleri ve yumusak dokunun ayrimini saglar. Göreceli olarak daha yüksek doz radyasyon verilmesi ve bazen anestezi gerektirmesi baslica zorluklaridir. Yüksek rezolüsyonlu akciger tomografisi interstisyel hastaligi daha ayrintili gösterebilir. Spiral BT’de tarama zamani daha kisa ve sedasyon gereksinimi daha azdir. MR normal yumusak dokulari anormal dokulardan BT’ye üstün sekilde ayird eder. Iyonizan radyasyon yoktur. Kontrast madde olarak intra venöz gadolinyum kullanilir. Daha pahali olusu ve MR imajinin BT’den daha uzun sürede elde edilmesi yöntemin dezavantajlaridir. Akciger parankimi ve kalsifikasyon olan dokularda basarisizdir. Beyin ve arka fossa görüntülemesi için MR üstündür. T1 agirlikli kesitlerde yag dokusu parlak, su ve tümör dokusu düsük sinyal yogunlugundadir. T2 agirlikli görüntülerde kas ve tendonlar düsük sinyal yogunlugunda, tümör ve su içeren dokular parlaktir. MR anjiografi günümüzde karaciger tümörleri, kemik ve yumusak doku sarkomlarinda ayrintili bilgi saglar. Tanimlanan özellikler nedeniyle MR beyin ve kas dokularinda BT’ye tercih edilir. T1 agirlikli kesitlerde kemik iligini degerlendirmek mümkündür. Kortikal kemik lezyonlarinin ve periost reaksiyonunun tanimlanmasinda, ödem ve yumusak doku ayriminda yetersizdir. Ferromanyetik metaller (demir, çelik, bakir, nikel ..) manyetik alani etkileyerek görüntü bozukluklarina neden olur. Bu tip metal protezi olan hastalarda MR istenmemelidir. Kalp pili olan hastalarda da kontraendikedir.


Tümör Belirteçleri

Pediatrik tümörlerin tanisinda bazi tümör belirteçleri kiymetlidir. Nöroblastomali hastalarda 24 saatlik idrarda artmis vanil mandelik asit (VMA) düzeyi tani koydurucu bir bulgudur . Vanilinsiz diyet verilerek idrar toplanmalidir. Gerekli kosullar saglanmadiginda diyete bagli faktörler yanlis pozitiflige neden olur. Çocukluk çagi kanserlerindeki tümör belirteçlerine baska bir örnek yüksek alfa-feto protein (AFP) degerleridir. AFP hepatoblastom ve germ hücreli tümörlerde yüksek bulunabilir. Ancak hiçbir tümör belirtecinin duyarliligi ve özgüllügü %100 degildir. Baska bir ifadeyle ideal tümör belirteci yoktur. Yüksek bulunan tümör belirteçleri her zaman kanser anlamina gelmedigi gibi normal degerler kanser tanisini ekarte ettirmez. Günümüzde multidisipliner yaklasim tani asamasindan itibaren geçerli bir ilke olmaktadir. Pediatrik onkoloji, çocuk cerrahisi, radyoloji, radyasyon onkolojisi ve patoloji uzmanlari tümör konseylerinin devamli üyeleridir. Diger cerrahi branslarin uzmanlari da ekipte olmalidir. Kemik ve yumusak doku sarkomlarinda , primer böbrek ve karaciger tümörlerinde tedavi yaklasimini ve biyopsi seklini en bastan birlikte tartismak hastalarin yararinadir. Immünohistokimyasal testler ve genetik çalismalar güncel onkolojik tani yöntemleridir.